Büyük bir çalışmada COVID-19 otoimmün hastalık riskinde %40 artışla ilişkilendirildi

Büyük bir çalışmada COVID-19 otoimmün hastalık riskinde %40 artışla ilişkilendirildi

Türünün en büyük çalışmasına göre, COVID-19'a yakalanmak, enfeksiyonu takip eden aylarda otoimmün hastalık geliştirme riskini %43 oranında artırabilir. 

Çalışmada yer almayan Birmingham Üniversitesi'nde sağlık bilişimi alanında araştırma görevlisi olan Anuradhaa Subramanian (yeni sekmede açılır), "Bu çalışmanın etkisi çok büyük — COVID-19 ve otoimmün hastalık riski sorusunu yanıtlayan şimdiye kadarki en güçlü kanıt" dedi. Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş olan yeni araştırma, 26 Ocak'ta medRxiv (yeni sekmede açılır) ön baskı veritabanında yayınlandı.

Bilim insanları daha önce COVID-19'u, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla vücudun sağlıklı bölgelerine saldırdığı otoimmün hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti. Ancak bu araştırma, kırmızı kan hücrelerini etkileyen otoimmün hemolitik anemi ve sinir hücrelerini etkileyen Guillain-Barre sendromu gibi sadece birkaç duruma odaklanan küçük çalışmalarla sınırlıydı. 

Şimdi araştırmacılar, Almanya'da 2020 yılında COVID-19'a yakalanan 640.000 kişinin ve o yıl koronavirüse bilerek yakalanmayan 1,5 milyon kişinin sağlık kayıtlarını analiz ederek enfeksiyonun 30 otoimmün durumdan herhangi birinin gelişme riskini nasıl etkileyebileceğini araştırdılar.

COVID-19 testi pozitif çıkan kişilerin üç ila 15 ay içinde otoimmün hastalıklara yakalanma oranlarını incelediler. Bu oranları COVID-19'a yakalanmamış kişilerin oranlarıyla karşılaştırdılar. Her gruptaki katılımcıların yaklaşık %10'unda önceden var olan otoimmün hastalıklar mevcuttu.

Otoimmünite öyküsü olmayan kişiler arasında, COVID-19'a yakalanan kişilerin %15'inden fazlası takip süresi boyunca ilk kez otoimmün bir hastalık geliştirirken, COVID-19'a yakalanmayan kişilerin yaklaşık %11'i bu hastalığa yakalanmıştır. Başka bir deyişle, COVID-19 grubunda otoimmün hastalık görülme olasılığı kontrol grubuna göre %43 daha yüksekti.

Mevcut otoimmünitesi olanlar arasında COVID-19'a yakalananların takip döneminde ek bir otoimmün hastalık geliştirme şansı %23 daha yüksekti.

COVID-19 en güçlü şekilde kan damarlarının iltihaplanmasına neden olan vaskülit riskindeki artışla ilişkilendirilmiştir; daha önce enfekte olan grupta arteritis temporalis adı verilen bir tür vaskülit oranı enfekte olmayan gruba göre %63 daha yüksektir. Boğazda hormon salgılayan kelebek şeklindeki bir organ olan tiroid ile ilgili otoimmün kaynaklı sorunlar ve cilt rahatsızlığı sedef hastalığı da eklemlerde şişmeye neden olan romatoid artrit gibi önceki COVID-19 enfeksiyonu ile güçlü bir şekilde bağlantılıydı.

Subramanian, "Bu bulgular görmezden gelinemez" dedi. "COVID-19'un potansiyel olarak otoimmüniteyi nasıl tetiklediğine dair araştırmaları sürdürmemiz gerekiyor çünkü birçok insan COVID-19'un etkilerinden muzdarip olmaya devam ediyor." Araştırmacılar, COVID-19'un otoimmüniteyi nasıl tetikleyebileceğine dair çeşitli hipotezler olduğunu ve farklı mekanizmaların farklı organ sistemlerini etkilemesinin mümkün olduğunu belirtti. 

Çalışmada yer almayan Hindistan Palakkad Teknoloji Enstitüsü'nde biyolojik bilimler ve mühendislik profesörü olan Jagadeesh Bayry (yeni sekmede açılır), "COVID-19'un otoimmün hastalık riskini nasıl etkilediğini anlamak, ilişkili morbidite ve mortaliteyi önlemek için önleme tedbirlerinin ve erken tedavilerin uygulanmasına yardımcı olacaktır" dedi.

Bayry, influenza (yeni sekmede açılır) dahil olmak üzere diğer viral enfeksiyonların otoimmün hastalıkla bağlantılı olduğunu, bu nedenle COVID-19'a özgü etkilerin neler olduğunu belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Subramanian, gelecekteki çalışmaların bu bağlantıları Almanya'da yaşayan insanların ötesinde farklı popülasyonlarda da incelemesi gerektiğini söyledi.

Araştırmada yer almayan Chicago Üniversitesi'nde gastroenteroloji doçenti olan Dr. Atsushi Sakuraba (yeni sekmede açılır), büyük örneklem büyüklüğünün bunu güçlü bir çalışma haline getirmesine rağmen, "yalnızca COVID-19 ile otoimmün hastalık arasında bir ilişki olduğunu gösterdiğini, ancak nedenselliği kanıtlamadığını" belirtti.

Bir başka sınırlama da, çalışmanın enfekte olmayan grubunda gerçekten COVID-19'a yakalanan ancak çok az semptom geliştiren veya hiç semptom geliştirmeyen ve bu nedenle enfekte olduklarını bilmeyen insanlar olabileceğidir. Çalışma ayrıca farklı koronavirüs varyantlarının daha yüksek veya daha düşük otoimmün hastalık riskiyle bağlantılı olup olmadığını veya COVID-19 aşısının bu riski nasıl etkilediğini gösteremiyor. 

Scince and No